30 Aralık 2015 Çarşamba

YENİ YILA DOĞRU...


Yeni yıla doğru son sürat gidiyoruz... Sevdiklerine henüz yeni yıl hediyesi almamış olanlarınız varsa küçük bir tavsiye: Bu soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak sıcak bir kitaptan daha güzel hediye ne olabilir... O zaman herkese şimdiden keyifli okumalar! Haydi Ters Düz'ü okuyup Ters Düz olun! 


Geçen yıl bugünlerde yazdığım yazılara bakıyorum da, kar ve soğuktan bahsediyormuşum. Evet, geçen yıl ilk kar Aralık başında yağmıştı. Şimdi Aralık'ı bitirdik, hala kar göremedik; tamam havalar soğuk ama ılık ve güneşli. Gerçi diye diye karı getiriyoruz sonunda. Şu anda yağmakta olan yağmurun gün içinde kara dönüşmesi bekleniyor (Yukarıda da bununla ilgili bir Ters Düz kolajı yaptım efendim). Bu kar haberlerini de çok abartıyoruz. Televizyonda son bir haftadır "YENİ YILA KARLA GİRİYORUZ!" diye bas bas bağırıyor haberler. Tamam yahu bir durun. Kar bu. Yağar, sonra erir gider, sonra tekrar yağar. Kardan da, soğuktan da, güneşten de, sıcaktan da sanki bir felaketmiş gibi bahsetmeyi seviyor haberler.  Asıl felaket ise küresel ısınma, değişen mevsimler, ama bunlardan bahseden, tedbir almalıyız diyen yok. 



Pazar günü hava çok güzeldi ve Atatürk Arboretumu'na gittik. Burası Sarıyer, Belgrad Ormanı tarafında. İstanbul'un gri ve pis binaları içinde yemyeşil ve ferahlatıcı bir alan... İçinde göllerden yürüyüş patikalarına kadar bir doğa bahçesinde görmek isteyeceğiniz her şey var. Ama biz göl kenarında bir iki tur attıktan sonra ayrıldık arboretumdan. Çünkü pazar günü olduğu için çok kalabalıktı ve herkes her santimetre karesinde selfie çekip duruyordu. Atatürk Arboretumu'na baharda mutlaka tekrar gideceğim. Siz de bu doğal alana bir gününüzü mutlaka ayırmalısınız. Giriş fiyatları da öğrenciye hafta içi 2, hafta sonu 5 lira. Son derece uygun. Herkes gitsin işte! 


Yine pazar gününden devam ediyoruz... Köprüden karşıya geçtikten sonra Kanlıca'ya gittik. Balık ekmek, midye ekmek yiyenler oldu ama ben midemi başka bir şey için saklıyordum. Doğru bildiniz! Kanlıca yoğurdu! Bu yoğurdun tadına bakmak ne zamandır aklımdaydı. Bakalım marketlerde de satılan, ama gidip yerinde yemek istediğim şu yoğurdun esprisi neydi. Asırlık Kanlıca Yoğurdu diye bir mekana gittik. Saat dörtte gittik, ışıklar kapalı ve öyle loştu ki mekan, tasarruf mu yapıyorlar diye düşünmeden edemedim. Mekanda internet ve hatta tuvalet bile olmaması da bu düşüncemi körükledi doğrusu. Ama denize sıfır bir masada oturduk ve siparişleri verdik, keyiflendim! Pudra şekerli yiyeceğim Kanlıca yoğurdunu, bonus olarak bir de vişne reçelli yedim! Aslında bildiğimiz yoğurtlar gibi bu Kanlıca yoğurdu, sadece pudra şekeri ve reçelle karıştırınca biraz daha krema gibi oluyor. Ben çok sevdim, orta boy bir yoğurdu hüp diye bitirdim. 

Finaller bugün başladı! Benim de ilk sınavım bugündü. Ve sonra da 3, 4, 8 Ocak'ta var. Umarım okul geçen yılki gibi kar yüzünden sınavları iptal edip herkesin tatil planını bozmaya niyetlenmez. Neyse. İyi düşünelim iyi olsun ama, değil mi? Ters Düz'le ilgili güzel yorumlarınız, hatta üşenmeyip yazdığınız uzun eleştiri yazılarınız için tekrar çok teşekkür ederim. Halihazırda okumakta olanlarınızın yorumlarını da kitabı bitirdiklerinde bekliyorum!

4 yorum:

  1. Hemşoo,yeni yılın ilk günlerinde seni okuyor olacağım,son yayınıma bak bakalım ne varmış

    YanıtlaSil
  2. Mertcim kitabı okudum ancak yazıyı hazırlayıp planlamıştım sana haber verecek fırsatı ancak şu an bulabildim kusura bakma ..

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...